GENÇ MEMUR-SEN

Bunlarla birlikte; liberal demokrasi söylemleriyle sözde demokratik bir ülke olan ABD’nin, finans ve sermaye/silah baronlarının en tepede yer aldığı oligarşinin gölgesi altında, hak değil güç merkezli tutumunu, “düzen” söylemleriyle gizlenen ifsat politikalarını ve bu politikaların maliyetini bütün insanlığın ödediği çok açık bir şekilde bilinmektedir.

Evet, insanlığa bir rüya gibi sunulan Amerikan demokrasisinin gerçek yüzü budur; içe bakan yönüyle ırkçılık ve kirli çıkarlarla “obeze” dönüşmüş bir sistem, dışa bakan yönüyle de gerek işbirlikçileriyle gerekse insanı yok etmeye odaklı, sonuncusuna Irak’ta tanıklık ettiğimiz askeri ve siyasi politikalarla şekillenmiş katliamcı bir imparatorluk modeli.

Nitekim, Demokrat başkan adayı, Haziran 2020’de yaptığı bir açıklamada da, seçimlere yönelik de olsa “askeri göreve çağırmış” ve Amerika’nın dışa dönük politik stratejilerinden biri olan “askeri darbe” aparatını siyaseten rakibine karşı politik bir argüman olarak kullanmıştı.

Amerikan demokrasinin gerçek yüzü şiddet, terör ve darbedir. Amerika’nın dünya düzeni olarak vadettiği çatışmadır, katliamdır. Biden, aslında, bölgesinde bir istikrar abidesi olan, hatta, yüzde seksenin üzerinde katılımla gerçekleşen seçimlerin şekillendirdiği dinamik demokrasisi ile gittikçe güçlenen Türkiye’nin, bağımsız ve egemen politikalarından rahatsız odaklara selam çakmaktadır.

Darbelerle sınanmış demokrasimiz, birilerinin zannettiğinden çok daha güçlüdür. Parayı verenlerin düdüğünü çalan kalemlerin ellerine tutuşturdukları ‘otokrat yönetim’ söylemleriyle oluşturmak istedikleri anafora rağmen, ülkemizin çoğulcu yapısı muhafaza edilen demokrasi yolculuğuna kimse engel olamayacaktır. Biz biriz. Fikirlerimizin çokluğu zenginliğimizdir. Şartlar ne olursa olsun, bu ülkenin kutlu yürüyüşünü kimse durduramayacaktır.  

Zira, Biden ve onu konuşturan danışmanları bilmelidir ki, Türkiye, geniş bir tarihi coğrafya üzerinde inşa edilmiştir. Türkiye, Amerikan’ın imparatorluk sisteminin çatırdadığı ve hatta bütün egemen stratejilerin kriz yaşadığı bir zeminde, bütün insanlık için adalet merkezli yerli ve milli yürüyüşüne devam etmektedir.

Bu noktada Biden ve benzerlerinin hayallerini süsleyen, onların nostaljik darbe muhabbeti yapmalarını sağlayan, hatta devşirdikleri hainlerle kurdukları hattı dağıtan bir olayı, bir destanı, 15 Temmuz şahlanışını şuracıkta bir kere daha hatırlatmak isteriz.

Bu aziz millet, 15 Temmuz’da ABD’nin arkasında olduğu darbeler çağını sona erdirmekle kalmadı, inancıyla yoğurduğu kökleri, tarihin derinliklerine kadar uzanan bu millet, nevzuhur devletlerin kendisine biçmek istediği gömleği yırtıp attı ve bütün mazlumlara umut olacak şekilde güçlü bir yürüyüş başlattı.

Emperyalizme karşı her daim tetikte olan, oligarşik dünya düzenine karşı adaletli bir paylaşım için, sosyal adalet için gerek ülkemizde gerekse yer küre ölçeğinde mücadele veren MEMUR SEN’in gençlik komisyonu Genç-Memur-Sen olarak, Demokratların başkan adayı Biden ve benzerlerine, başta ülkemiz olmak üzere dünyanın neresinde olursa olsun, millet iradesinin tecellisine karşı gerçekleştirdikleri her türlü operasyonlara karşı duracağımızı açık ve seçik ilan ediyor, sonuna kadar seçilmiş hükümetin yanında olduğumuzu kamuoyuna deklare ediyoruz.

Genç Memur-Sen olarak bir ilkenin altını net bir şekilde çiziyoruz:

Ülkelerin bağımsızlıklarına, devletlerin egemenliklerine ve bu çerçevede insanların hürriyetlerine dokunan bütün sistemlere, söylemlere karşıyız.

Türkiye bağımsız bir ülkedir.

Türkiye, güçlü bir demokrasiye sahiptir.

Türkiye’de iktidarlar hür insanların tercihleriyle, iradeleriyle belirlenir.

Dolayısıyla kimsenin gücü Türkiye’ye operasyon yapmaya yetmez.