GENÇ MEMUR-SEN

İstanbul Gorrion Otel’de gerçekleştirilen etkinlikte Dünyanın çeşitli coğrafyalarından gelen Müslüman gençlik liderleri “ İnsanların Huzuru için İslam Birliği” ana temasıyla bir araya geldi. Kongreye, 65 farklı ülkeden Müslüman gençlik ve öğrenci kuruluşları liderleri iştirak etti. Bunun yanı sıra Türkiye’de eğitim gören yabancı öğrencilerde toplantıya iştirak ettiler.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan toplantının ilk gün oturumu "İslam Birliği İçin Siyasetimiz" başlığı altında yapıldı. Toplantının ilk gün ki oturumlarında IYFO Genel Başkanı Musa Budak, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu,Malezya İslam Partisi Genel SekreteriAfnan Hamimi TaibAzamudden, Afrika Boynuzu Stratejik Araştırmalar Merkezi Temsilcisi Ali Farah, Bangladeş ChhatraShibir Cemaati Türkiye temsilcisiMizanur Rahman, Basın, Yayın, Enformasyon Genel Müdür Yardımcısı İsmail Mansur Özdemir, Malezya İslam Partisi'nden Muhtar Bin Suhaili, Cezayir Değişim Cephesi Gençlik Kolları Genel BaşkanıMouradKhroba, Fas Öğrenci Yenileşme Hareketi temsilcisiMustapha El Alaouı, Sudan Müslüman Kardeşler TemsilcisiSaad Burhaneddin Abdelgani konuştu. Konuşmaların ardından Ortadoğu, Afrika, Asya, Avrupa ve Amerika konularında atölye çalıştayları gerçekleştirildi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan IYFO Genel Başkanı M. Musa Budak konuşmasına “15 Temmuz gecesi ülkemizde meydana gelen hain darbe girişimi esnasında şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet dileyerek başladı. İslam ülkelerinin gençlerinin daha sık bir araya gelmesi ve İslam coğrafyasındaki sorunlara yine bu gençliğin çözüm üretmesi gerektiğini söyledi. Bu süreçte Sorunlarımızı ne kadar iyi tespit edersek çözüm önerilerimizin de bir o kadar sağlıklı olacağını söyledi. Bununla birlikte ilk olarak Necmettin Erbakan hocamızın bir ülkü olarak hayata geçirmeye çalıştığı İslam Birliği idealine de vurgu yaparak bugün yaşanan bu olayların temelinde bu birlikteliğin sağlanamaması olduğunu” vurguladı.

M. Musa Budak’ın ardından kürsüye çıkan Saadet Partisi Dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Temek Karamollaoğlu ise “İslam Coğrafyası ve Orta doğu ile ilgili geniş bir siyasal tarih perspektifi sunduğu konuşmasında Siyonist rejim İsrail ile birlikte batılı devletlerin bölgedeki ve İslam coğrafyasındaki yürüttüğü politikalara değindi. Bugün İslam coğrafyasının içinde bulunduğu durumu analiz eden Karamollaoğlu son yıllarda İslam Coğrafyasının bir ucundan bir ucuna kana bulanmasının İsrail ve Batılı Devletlerin bu ülkeler ve İslam üzerindeki emellerinden tamamen bağımsız bir tesadüf olamayacağını belirtti. Konuşmasının devamında bu sorunlara yönelik Müslüman gençlerin neler yapabileceğine ve yapması gerektiğine değindi”.

Diğer konuşmacılar ise Müslümanların bu tür organizasyonlarla daha sık bir araya gelmesi gerektiğini ve Fikirsel, Mezhepsel ve Irksal nedenlerden dolayı bir araya gelemememizin sonuçlarını bugün hep beraber ödediğimizisöylediler. İslam coğrafyasındaki Milletlerin, Dernek, Vakıf ve STK’ların bir araya gelerek güçlerini hissettirmeye başladıklarında Batılı Devletlerin Müslümanları bu kadar kolay ezemeyeceğini ve ülkelerimiz üzerinde oynanan oyunların bertaraf edilmesi için İslam Birliğinin şart olduğunu dile getirerek Ümmet gençliğinin daha sık bir araya gelmesi gerektiğini vurguladılar.

Genç Memur-Sen olarak katıldığımız ve İslam Coğrafyasındaki Müslüman gençlerin bir araya gelmelerinin, geleceğimiz adına bir hayli önemli olduğunu düşündüğümüz bu tür organizasyonlarda her daim destekleyici ve ev sahibi konumunda yer alacağız.

İslam âleminin neresine dönüp baksak acı ve gözyaşı var. Her geçen gün farklı yerlerden baskı, zulüm ve ölüm haberleri gelmeye devam ediyor maalesef.Avrupa kendi içinde verdiği onca savaşa onca kıyıma rağmen menfaatleri çevresinde bir araya gelebiliyorken; Allah’ı, Peygamberi, Kitabı, Kıblesi, İnancı bir olan ümmetin kendi menfaatlerini korumak için biraraya gelememesinin hiç kimse tarafından normal karşılamaması gerektiğini düşünüyoruz.

Stratejik avantajlara, yer altı zenginliklerine, genç nüfusa ve iş gücüne sahip olan İslam coğrafyasının her alanda iş birliği yapması demek, dünyaya yön verecek dev bir gücün ortaya çıkması demektir. İslam’ın ışığında bir araya gelecek olan bu güç, Filistin, Suriye, Doğu Türkistan, Afganistan, Arakan, Moro, Bangladeş gibi halen çözüm bekleyen sorunların da çözüme kavuşturulmasında şüphesiz ki etkin olacaktır. Zira İslam âleminin bugün içinde olduğu durumu ve nedenlerini analiz edecek olursak, bunun Ümmetin bir araya gelememesinden ve tek ses olamamasından dolayı orta çıktığını söyleyebiliriz. Erbakan Hocamızın dediği gibi, “Bir çiçekle bahar gelmez, ama her bahar bir çiçekle başlar.” Bu düsturla birlikte kendimizi sadece bir fert olarak görüp “Ne yapabilirim ki?” şeklindeki hastalıklı düşünceden sıyrılıp; kendimizi İslam coğrafyasının içinde bulunduğu acı durumdan kurtulmak ve Ümmetin birliğini sağlamak için vazifeli bir nefer olarak görmeliyiz. Bu ülküyü hayatımızın her alanına her anına yayarak bir adım daha ileri götürmek yine bizim elimizde. Bu yüzden üstad Necip Fazıl’ın da dediği gibi “Kim var denildiğinde etrafımıza bakmadan ben varım” diyebilmeli ve bu davayı tek başımıza kalsakta gönülden savunabilmeliyiz.

Sonuç olarak  İslam dünyasının, tüm Müslümanların ve Ümmetin gençlerinin birbirleriyle doğrudan ilişki içinde olabilecekleri, sorunlarını bilip dayanışma gösterebilecekleri bir birlik içinde olmaları şarttır. Bu sebeple, ayrımcı, mezhepçi, hizipci, kavmiyetçi tüm anlayışlar bir kenara bırakılarak, "tüm Müslümanlar kardeştirler" ilkesi temel alarak hareket etmek zorundayız.