GENÇ MEMUR-SEN

Genç Memur-Sen ADEM 2'inci Türkiye Buluşması, Kızılcahamam'da, gençlere verilen seminerler ve istişare toplantılarıyla sona erdi. Seminerlerde, milletvekilleri, yazarlar, bürokratlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve eğitimciler, gençlere, farklı konu başlıklarıyla sunumlar gerçekleştirdi.

Oturumlarda şu konular işlendi: "Küresel Sistemin Dayatmaları Karşısında Türkiye'nin Mesuliyeti" , "Türkiye'nin Geleceğinde Gençlerin Rolü" , "Merhamet Neslinin Öncülerinin Mesuliyetleri" , "Liderlik ve Teşkilat Disiplini Çerçevesinde Mesuliyetlerimiz" , "Türkiye ve Gelecek Tasavvurumuz" , "Etkili İletişim ve Motivasyon."

Ayrıca, Memur-Sen Onursal Başkanı, Milletvekili ve Meclis İdare Amiri Ahmet Gündoğdu ve Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı Faruk Özçelik, gençlerle hasbıhal etti.

Gündoğdu: Sorunlara Meydan Okuyan, İnsana Dokunan Bir Gençlik İstiyoruz

İlk olarak, Memur-Sen Onursal Başkanı, AK Parti Milletvekili ve Meclis İdare Amiri Ahmet Gündoğdu konuştu. Gündoğdu, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' 1961 anayasasına kadar 'bu meclis eliyle yürütülür' denilmişti ama bu egemenlik milletin eline bugüne kadar hiç verilmedi" diyerek, "Kürsülere çıkan genel başkanlarımız, başbakanlarımız, ilçe başkanlarımız sizler yüz saat AK Parti'nin yapmış olduğu icraatları anlatamazsınız. Duble yollardan, havaalanlarına, öğretmen atamasından, üniversitelerden ama bütün bunlardan daha önemlisi 15 yıl önce biz iktidara geldiğimizde bile millet patron değildi" dedi.

Konuşmasında Gündoğdu, "Amerikan faşisti Trump'ın Kudüs'ü terörist devlet İsrail'in başkenti ilan etmesinden sonra ilk kez İslam ülkeleri Türkiye'nin öncülüğünde biraraya geldi. İlk kez Müslüman ve gayri Müslüman 128 ülke biraraya gelerek Amerikan faşistine 'Hayır' dedi. Öncülüğünü Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Şimdi bu lider Afrin operasyonunu başlattı. Saflar netleşti. Tehdit eden değil, hayrı, güzeli, doğruyu teklif eden gençlik sadece kendinden olanla değil herkesle diyalog kuran, herkesle temas eden gençlik, gençlik manifestoları yazan Necip Fazılları, Sezai Karakoçları, Mehmet Akif’i ve Akif İnanları anlayan, anlatan ama mutlaka aşan bir gençlik, dünü anlayan, bugünün hakkını veren, geleceği şimdiden gören ve strateji geliştirebilen bir gençlik, zamanın ritmini belirleyen, ruhuna yön veren ve zamanı yöneten asrın idrakiyle donanmış bir gençlik. Bencil ve tüketen gençlik değil paylaşan ve üreten gençlik istiyoruz. Yakıp yıkan, duran gençlik değil, durduğu yeri bilen, bir günü diğerine eşit olmayan gençlik istiyoruz. Sorunlara meydan okuyan, mekanı kuşatan, insana dokunan gençlik istiyoruz, bunun için uğraşıyoruz" ifadelerini kullandı.

"Küresel Sistemin Dayatmaları Karşısında Türkiye'nin Mesuliyeti"

Milletvekili ve Yeni şafak Yazarı Aydın Ünal, "Küresel Sistemin Dayatmaları Karşısında Türkiye'nin mesuliyeti" temasını işledi. Ünal konuşmasında Türkiye’nin bugüne kadar siyasal serüvenine değinerek yakın tarihi olayların arka planını anlattı. Ünal, "Bin yıl sürecek' denilmişti 28 Şubat postmodern darbesi için; sadece 5 yıl sürdü. 3 Kasım 2002’de millet 28 Şubat darbesine karşı 'Anadolu İhtilali'ni gerçekleştirdi. 28 Şubat’ın darbeci medyası artık yok. 28 Şubat’ın emir kulu sermaye, 28 Şubat karşısında el pençe divan duran yargı, darbeye payandalık yapan sendikalar, dernekler tek tek iktidarlarını, yani kudretlerini yitirdiler. Bunların bir kısmını millet tasfiye etti; er ya da geç yargı da hükümlerini verecek. 15 Temmuz başarısız darbe girişimleri dizayn edenler de yenildi. Kaderin cilvesi: 28 Şubat aynı zamanda merhum Necmettin Erbakan’ın da Hakk’a vuslatının yıldönümü. “Erbakan kimdir?” sorusuna verilecek çokça cevap var. Benim cevabım ise, “Erbakan, Türkiye İslami hareketinin yeraltına inmesini önleyen, böylece İslami hareketin yaşamasını ve tüm dünya için umut olmasını sağlayan mücadele adamıdır.” O büyük sabrı, aklı ve öngörüsü olmasaydı, belki tuzaklara düşecek, belki hareketle birlikte bu topraklar üzerinde imanı bile yitirecektik. Bugün elde ettiğimiz kazanımların, özgürlüklerin hepsinde merhum Erbakan’ın da alın teri var. Allah Necmettin Erbakan’dan razı olsun; mekanı inşallah Cennet olsun" dedi.

Özçelik: Gençlik Bir Hazinedir

Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı Faruk Özçelik, gençlerle hasbihal etti. Sosyal değişimin en önemli unsurunun gençler olduğunu belirten Özçelik, "Gençlik, mirasımızı geleceğimize taşıyacak çok kıymetli bir hazinedir. Şunun altını özellikle çiziyorum; gençler bizim gözbebeğimiz. Dolayısıyla ülkemizin geleceği açısından, gelişme potansiyelinin en güçlü unsurunu oluşturan ülke gençliğinin üretken ve nitelikli olması çok önemlidir. Dünya tarihi fiziken ve ruhen sağlıklı ve iyi yetiştirilmiş gençlerin toplum ve devletlerin hayatında büyük değişimlere yol açtıklarına şahit olmuştur. Gençler iyi yetiştirildikleri takdirde, çağ kapatıp, çağ açan bir potansiyeli kendilerinde barındırmaktadırlar. Bizler, Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak, gençlere kendi potansiyellerini gerçekleştirebilecekleri fırsatları sunuyoruz. Bunu yaparken de gençleri sorunun bir parçası olarak değil, çözümün ve gelişimin en aktif unsuru olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı."Türkiye'nin Geleceğinde Gençlerin Rolü"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yardımcısı Orhan Yeğin, “Türkiye’nin geleceğinde Gençlerin Rolü” konulu bir sunum yaptı. Türkiye'nin genç nüfus potansiyeline sahip olduğunu, gençliğin yetiştirilmesinin, gençlik için yatırımlar yapılmasının ülke ve gelecek açısından büyük önem arz ettiğini dile getiren Yeğin, genç nüfusun ülkeye pek çok avantaj sağladığını belirtti. Bu önemli sermayenin belirli dönemlerde iç ve dış kaynaklı olarak heba edildiğine dikkati çeken Yeğin, şunları kaydetti: "Güç odaklarının ve bu odakların taşeronlarının işbirliği üzerinden farklı dönemlerde gençlik üzerinde çok ciddi senaryolar oynanmaya çalışıldı. Son yaşadığımız darbe kalkışması da bu kurguların sonucu olarak aslında gençlik üzerinde önemli tesirler ve etkiler bıraktı. Yıllarca kutsal değerlerimizi menfaatleri uğruna araçsallaştıran bir örgüt, Türkiye'nin genç potansiyelinin bir kısmını heba etme görevini bu dönem kendisi üstlenmiş oldu." Yeğin, 27 Mayıs ve 12 Eylül darbe dönemlerinde de hep gençlik üzerinden bu kurguların oluşturulmaya çalışıldığını ve gençliğin sağ-sol diye kamplara ayrıştırıldığını anımsattı. Üniversitede gençlerin kendi toplumlarına ait olmayan kavram ve gündemler üzerinden kavga ettirildiğine, bu ülkenin gençliği üzerinden ülkenin geleceğine ilişkin dizaynlar yapılmaya çalışıldığına işaret eden Yeğin, "28 Şubat döneminde de yine bütün o tartışmalar gençliği mağdur edecek, gençlik üzerinden yapılacak bir süreçle yönetildi. Bütün bu olaylar açıkça göstermektedir ki belirli aralıklarla Türkiye'nin genç potansiyeli engellenmektedir ve bütün bu yaşananlardan memleketimiz zarar görmektedir. Genç potansiyelimizi kullanmaya engel olan bütün bu olumsuz vakalar, gençlik meselesini bir memleket meselesi olarak üzerimize ağır bir vebal yüklediğini açıkça göstermektedir" diye konuştu."Merhamet Neslinin Öncülerinin Mesuliyetleri"

ÖNDER Genel Başkanı Halit Bekiroğlu, "Merhamet Neslinin Öncülerinin Mesuliyetleri" başlığıyla önemli mesajlar verdi. Bekiroğlu, "Toplum neyse fertler de öyle oluyor, fertler nasılsa toplum da öyle şekilleniyor. Dini hassasiyetleri olanlar olarak bazı noktalara, hedeflere ulaşmamız, bizim o mücadele azmimizi bir süreliğine askıya almış görünüyor. Sanki biz nihai hedefimize ulaştık gibi değerlendirilebiliyor. Aslında biz uhrevi veya dünyevi olarak baktığımızda mücadele dediğimiz şey ömür boyu devam ediyor" şeklinde konuştu."Liderlik ve Teşkilat Disiplini Çerçevesinde Mesuliyetlerimiz"

Milli Eğitim Bakanlığı Daire Başkanı Baki Öztürk, "Liderlik ve Teşkilat Disiplini Çerçevesinde Mesuliyetlerimiz" temasıyla bir sunum gerçekleştirdi. Öztürk, “Sokrates’e sormuşlar dünyanın en kolay işi nedir? Sokrates, ‘Nutuk atmak demiş, en zor işi ise nutuk dinlemek' demiş. Dolayısıyla şimdi işin en kolay kısmını ben yapıyorum; en zor işi sizler yapıyorsunuz. Madem burada böyle bir güzellik oluşmuş, bütün aile burada toplanmış, aile gelmişken ayağa kalkın. Kalkın ve birbirinize sarılın " ifadelerini kullandı."Türkiye ve Gelecek Tasavvurumuz"

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Kemal Öztürk, "Türkiye ve Gelecek Tasavvurumuz" konusunu işledi. Öztürk, "Üniversite size bir eğitim disiplini verir ama sizi hayata hazırlamaz" diyerek, "Okurken sizi hayata hazırlayacak antrenmanlar yapın. Ek işler, ek geziler, ek okumalar, ek uğraşlar geliştirin. Bir cemaatiniz, grubunuz, ekibiniz, yol arkadaşlarınız, dostlarınız olsun. Tek başına yaşanmayacağını, tek başına mutlu olunmayacağını bilin. Bireysellik ve yalnızlıktan kaçın. İçinde bulunduğunuz cemaat, grup, ekip size soru sormanızı yasaklıyorsa, her şeye koşulsuz itaat etmenizi istiyorsa, akıl yürütmenizi istemiyorsa, oradan hemen kaçın. Size zarar verecek bir yerdesiniz. Kim ki size hep aynı kitapları okutuyor, diğer kitapları yasaklıyorsa, başka fikirleri tartışmanızı istemiyorsa hemen ondan uzaklaşın. Sizin beyninizi yıkamaya çalışıyordur. Soru sorun, hiç bıkmadan soru sorun. En aykırı soruları bile sormaktan korkmayın. Soru sormak sizi cesur yapar. Padişahları, milli kahramanları, liderleri ilahlaştıranları da, şeytanlaştıranları da sakın dinlemeyin. Okuyun, kendiniz tanıyın, kendiniz karar verin. Ahlak, size iyi bir insan olmayı öğretir. Bilim, size hayatta kalmayı ve güçlü olmayı öğretir. Sanat, size hayatın inceliğini ve zevkini öğretir. Edebiyat, size nezaketi ve derinliği öğretir. Felsefe, size zekanın haricinde aklınızı kullanmayı öğretir. Hiçbirini ihmal etmeyin. Adaletli olmayı, Müslüman olmanın şartı gibi görün" diye konuştu.

"Etkili İletişim ve Motivasyon"

Eğitimci Abdulkadir Özbek ise "Etkili İletişim ve Motivasyon" konulu bir sunum yaptı. Bilgiyi hafızada tutma teknikleri, isimleri hafızaya almanın önemi, beyinin bölümleri ve işlevleri gibi konularda katılımcıları bilgilendiren Özbek, katılımcılardan tek tek alınıp arkasında bulunan panoya yazılan 20 değişik atasözünü sırasıyla okudu. "Bu hafızaya herkes sahip olabilir önemli olan beynimizin gelişiminde yararlı olabilecek besinleri tüketmek, kitap okumak, sıra dışı hayaller kurmak, bir sanat dalıyla uğraşmak hafızamızı güçlendirecektir. Güçlü hafızaya sahip olan insanların, konuşma, iletişim, öğrenme, motivasyon, konsantrasyon gibi konularda özel yetenekler kazandığını unutmamak gerekir" dedi.