GENÇ MEMUR-SEN

Genç-Memur Sen Genel Başkanı Eyüp Beyhan Tanış ANKARA’ya yaptığı açıklamada, liyakat sisteminin geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Beyhan ayrıca, Kuran-ı Kerim’den örnek vererek, “Allah, hayat kitabımızda bir şey öğretiyor bize. Ne diyor; ‘Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.’ Bu temel kaideyi kendimize prensip etmeliyiz” dedi.

“TEMBELE ÖDÜL, ÇALIŞKANA CEZADIR”

Memurun çalışma sistemi nasıl olmalı?

Memurluk; insanların işleriyle, tabiatın düzeniyle, kurumların işleyişiyle ilgili, tevdi edilen vazifeleri tam ve eksiksiz yapmaya gayret etmektir. “Herkes evinin önünü süpürürse, mahalle tertemiz olur” anlayışını genelleştirirsek, evimiz şehrimiz, mahallemiz ülkemizdir. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: “Sizden biriniz bir işi tam ve eksiksiz yapsın.” Bundan hareketle, çalışkan olmak, erdemli bir davranıştır, kaliteli insan olmaktır, güvenilir dost olmaktır, sadık yol arkadaşı olmaktır. Memur, mesai saatlerine bağlı kalmadan, işini tam ve eksiksiz yapana kadar görevi başında olmalı, işini bitirdiği imza altına alınınca serbest zaman kazanmalı, böylece kendine güveni ve saygısı artmalıdır. 08.00-17.00 arasında kurumda bulunma zorunluğu, tembele ödül, çalışkana cezadır.

“KAMUDA KARİYER VE LİYAKAT SİSTEMİ GELİŞTİRİLMELİ”

Kamuda kariyer ve liyakat sistemi geliştirilmelidir. Sadakat ve güven ilişkisini, iş güvencesi temelinde yeniden şekillendirilmelidir. Ek gösterge adaletsizliğini, kadro ve derece sistemini, ücret-emek ilişkisini insan onuru odağında, emeğin hakkını vermek amacıyla yeniden şekillendirilmeli. Kamu görevlilerinin sosyal güvenlik haklarını, sosyal yardımlarını büyüyen Türkiye, gelişen Türkiye, vizyon yükselten Türkiye gerçeği üzerinden yeniden düzenlenebilir.

“2000’Lİ YILLAR ÖNCESİ GEÇERLİYDİ”

Bürokraside işlerin ağır işlediği söylemi sizce neden kaynaklanıyor?

Bürokrasi, yönetim ve siyaset ile ilgili bir husustur. Bürokrasinin farklı anlamlarının da olduğunu biliyoruz. Bürokrasi, örgütlerin olumsuz-luklarını ve resmi otoritenin kötüye kullanılmasını anlatmakta kullanılan pejo­ratif (kötüleyici ve aşağılayıcı) bir kavram olarak da kullanılmaktadır. Bu anlamda bürokrasi "verimsiz­lik",  "işlerin ağır yürümesi",  "kuralcılık",  "kırtasiyecilik",  "sorumluluktan kaçma", "yönetimde gizlilik", "yetki devretmekte isteksizlik", "otoriteye aşırı bağlılık" gibi, olumsuz davranış ve işlemlerdir diyen bilim adamları da vardır.

“DONANIMLI GENÇLERİN SAYISI ARTIYOR”

Bu ağır bürokrasi işleyişi 2000’li yıllar öncesi Türkiye’de geçerliydi. 58.Hükümetten bu yana bütün hükümetler hantal ve ağır işleyen ve işleten bürokrasiye rot balans ayarı getirdiğini düşünüyorum. Sistemin tıkandığı yerleri ıslah ederek, taşları yerine koyan etkin bir idarenin iş başında olduğunu düşünüyorum. Münferit misalleri genelleştirmek yanlış olur ama genel itibarıyla kamu bürokrasinin aktif ve hatta proaktif bir işleyişe geçtiğini düşünüyorum. Elbette ki daha iyisi olabilir. Bürokraside gittikçe donanımlı gençlerin sayısı artıyor. Etkin ve verimli bir kamu yönetimi anlayışı gelişiyor. Öyleyse bürokraside donanımlı gençlerin sayısını artırmalıyız derim.

 “MEMUR, TAŞ ÜSTÜNE TAŞ KOYAN OLMALI”

İş üretmek, insanlara faydalı olmak, devlet idarecilerin vatan millet aşkıyla bağlantılı bir husustur. Boş dağları ağaçlandırmak için gönül gözü gerekir. “Bana böyle bir vazife vermediler” bahanesine sığınan kişiden, kendine, ailesine ve çevreye hayır gelmez. Memur gördüğü aksaklığı tespit edip projelendirecek, amirine sunacak, takibini yapacaktır. Bu, sadece devlet işleri için değil, STK’lar için de böyledir. İnsanın görevi, her nerede olursa olsun, bulunduğu yere katma değer katmaktır. Memur, taşın altından taşı çeken değil, taş üstüne taş koyan olmalıdır. Bürokraside etkin ve yetkin yerlere getirilenler titizlikle seçilmeli; adama göre iş değil, işe göre adam kuralı hayata geçirilmeli, sevk ve idarede hantal davrananlar görevden el çektirilmeli veya başka bir alanda gönderilmelidir.

“ETKİN BİR ÖRGÜT SİSTEMİ ÇOK ÖNEMLİ”

Osmanlıdaki devlet çalışanlarının ahlakı nasıldı? Şimdi çalışma sistemi nasıl?

Osmanlının cihan devleti haline gelmesinin ve altı asırdan fazla ayakta kalabilmesinin önemli unsurlarından biri; kanunları, teşkilatı ve memurları ile verimli bir kamu bürokrasisine sahip olmasıdır. Kamu yönetiminde etkin bir örgüt sistemi çok önemlidir. Bu örgüt sisteminin başarılı olması mali kaynaklar kuruluşun hizmet götürdüğü kişiler ve yasal düzenlemelere bağlıdır. Osmanlı Devleti de kendine özgü bir kamu yönetimi örgütü oluşturmuş güçlü teşkilat yapısı ve yetişmiş etkin kamu personeli sayesinde birden fazla büyük bir devlet olarak ayakta kalabilmiştir.

“DEVLET ADAMI, GÖREVİ BİR EMANET GİBİ GÖRÜRDÜ”

Osmanlı’da milli bir hukuk düzeni, sağlıklı bir iş hayatı, güvenilir bir mahalle ortamı vardı. Bunun sonucu olarak da, esnaf memur amir, milletinin ve devletinin bekası için canla başla çalışırdı. Esnaf dükkânını, Ahi teşkilatı başkanının duasıyla açar, Kadı, Allah’ın emrettiği şekilde hüküm verir, Devlet adamı, görevi bir emanet gibi görürdü.

“İTHAL DEĞİL,  YERLİ BİR SİSTEMİN İNŞASINI ÖNEMSİYORUM”

Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak bizler ister kabul edin ister etmeyin, Devlet-i Aliyye-i Osmâniyyenin varisiyiz. Bu cihan Devletinin çalışma hayatındaki iş ahlakının ne kadarını bugün modern kamu yönetim sistemimize taşıyabildik. Bizim hukuk başta olmak üzere kamu yönetim sistemimiz ve düzenimiz, gayri millidir. Bundan dolayı iş hayatı, aile hayatı, çalışma hayatı, eğitim hayatı tehdit altındadır.  Kendi milli hukukumuza dönmemiz gerekiyor. İthal değil,  yerli ve milli bir düşünceyle mayalanmış bir sistemin inşasını önemsiyorum.  

Neticede, çalışma sistemi, kurumsal olmaktan öte, fedakâr insanların özverileriyle ayakta durmakta, genel anlamda çalışkan bir memur esnaf çiftçi kesiminden bahsedilememektedir.

“KAMU HİÇBİR GRUBUN PARSELLEDİĞİ YER DEĞİLDİR”

Genç memurlara önerileriniz nelerdir?

Bizler büyük ve kökü derin olan bir medeniyetin varisleriyiz. Bugün durduğumuz yeri iyi bileceğiz ve geleceğimizi ona göre planlamalıyız. Bizler kamuya girdiğimizde bilmeliyiz ki bizler buranın sahibi değiliz emanetçisiyiz. Medeniyetimizin emanete verdiği önemi bilirsiniz, o şuurla çalışacağız. El ele vereceğiz, hem ülkemizi büyüteceğiz, hem de millet olarak daha iyi bir noktaya geleceğiz.

 Kamu hiçbir ideolojinin, meşrebin, grubun parsellediği yer değildir, bizler hizmet ederken irademizi asla kimseye ipotek etmemeliyiz. Kanun ve nizam çerçevesinde, sadakatle, dürüstçe hiçbir ayrım yapmadan hizmet üretmeliyiz

Allah, hayat kitabımız da bir şey öğretiyor bize. Muhteşem bir ahlak dersi veriyor bize. Ne diyor; “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.” Bu temel kaideyi kendimize prensip etmeliyiz.

Genç Memurlara tavsiyemiz, hem devletimiz tarafından verilen görevleri layıkıyla yerine getirmeleri, hem de Genç Memur Sen çatısı altında 81 vilayetten kaliteli arkadaşlar edinerek, iş tecrübelerinden yararlanmalarıdır. Genç Memur Sen, “Genç” “Memur”lara “Sen” olmayı öğreterek, birey olmanın özgüveniyle “Biz” olma bilincini yakalamayı hedefler. Bütün kamuda çalışan gençlerimize Memur-Sen gençlik teşkilatı olan Genç Memur-Sen’in kapılarının açık olduğunu belirtmek istiyoruz.